KOMÜNİZMİN KANLI TARİHİ
KOMÜNİZMİN
KANLI TARİHİ
Bütün malların ortak kullanılmasını amaçlayan ve özel
mülkiyete karşı olan bir fikir akımıdır Komünizm ve bu fikir akımı her zaman
sınıfsız toplumu amaçlar. Komünizm fikrine mensup olanlara ise Komünist denir.
Peki, komünistler, ortaya çıkardıkları bu fikirle ve sağladıkları rejimle
dünyada neler yaptı? Buyurun bakalım:
Marksizm-Leninizm
Komünizmi
Vladimir Lenin, bu düşünceleri uygulayabilmek için 1.Dünya
Savaşı sırasında İsviçre’den Rusya’ya döner ve Çar yönetimini istifa etmeleri
için tehdit eder. İstifa etmeyen Çar yönetimine karşı ayaklanmayı başlatır ve
1917 Şubat’ında Bolşevik Devrimi gerçekleştirilir. devrimin ardından Rusya’da
geçici bir hükümet kurulur. Bu hükümeti de yıkmak için önce Rusya Komünist
Partisini(RKP) ardından da Sovyetler Birliği Komünist Partisi(SBKP) kurar ve
geçici hükümeti yıkarak Rusya devlet yönetimine kendi adamlarını yerleştirir.
Komünist hükümetin kurulması ise Rusya’da iç savaşlara neden olmuştur. Komünist
rejime karşı olan gelenekçiler, Troçki yönetimindeki Kızıl Ordu tarafından
acımasızca katledilmiş, Rusya Komünist Hükümeti sırf karşıt görüşlü olduğu için
kendi ülkesinin insanını anti-hümanist duygularla yok etmiştir.
-Komünist Lenin 1921-1922 yılları arasında köylülerin tüm
mahsüllerini toplatmış açlık nedeniyle ot, ağaç kabuğu, kemirgen, kedi, köpek
yiyerek hatta bir süre sonra insanlar kendi çocuklarıyla başkalarının çocuklarını
değişerek yamyamlık yapma derecesine gelmiştir.29 milyon insanı açlığa terk
etmiş ve bu insanların 5 milyon tanesi açlıktan kıvranarak ölmüştür.
Stalinizm
Lenin’in ölümünden sonra
Stalin dönemi ise Komünizm’in vahşet yüzünü tamamıyla ortaya koymaktadır.
Stalin, hayatın yönünü belirleyen baskıcı bir Komünist hükümeti kurdu.
Kendisine karşı çıkanlara kesinlikle taviz vermedi. Toplumda sınıflaşma giderek
arttı. Komünizm, asıl vahşi yüzünü ise özerk bölgelerde yaşayan azınlık
Türklere karşı gösterdi. Buna Kırım Soykırımı’nı örnek verebiliriz.
İkinci dünya savaşının Kırım
Türkleri üzerindeki acı etkisi azımsanamayacak kadar fazladır. Stalin, azınlık
milletleri sürgüne göndererek hayalindeki sosyalizm rejimine ulaşmayı
hedeflemektedir. Kırım Türklerinin Almanlarla işbirliği yaptığını iddia ederek
Kırım Türk’ü soydaşlarımızın topyekûn sürgün edilmesine dair bir karar alır. 18
Mayıs 1944 gecesi bu karar Kırım Türklerine iletilir ve soydaşlarımızdan 15
dakika içerisinde evlerinden hiçbir eşyayı almaksızın bulunulan bölgenin
merkezinde toplanmaları istenir. Yurtlarından çıkmamak için direnen
soydaşlarımız acımasızca dipçik darbeleriyle öldürülür, hayatta kalanlar ise
adeta hayvanlara yapılan muameleyle karşı karşıya kalarak boş vagonlara
bindirilir. 2 ay süren bu yolculuk sırasında çok sayıda soydaşımız açlık,
susuzluk ve havasızlık nedeniyle hayatını kaybeder. Hayatını kaybedenlerin
cesetlerinin gömülmesine ve dışarı atılmasına izin verilmeyerek içerde
çürümesine göz yumulur.
Stalin hükümeti bütün Kırım
Türklerini ayrı yerlere sürmesine ve aralarındaki direnişi kırmaya çalışmasına
rağmen, soydaşlarımız yine de benliklerini korumayı başarmıştır.
Sürgünün ardından Kırım’ın
Arabat bölgesinde nüfusu 150 olan bir Kırım Türk’ü köyü unutulduğu fark
edilince, Hitler’den farkı kalmayan Stalin bir emir vererek: “24 saat içinde
işlerinin bitirilmesini” istemiştir. 24 saatlik süre zarfında ise kadın, çocuk,
yaşlı kimse kalmayacak şekilde tüm köy halkı küçük bir tekneye bindirilerek
Karadeniz’e salınmış, tekne birkaç mil gittikten sonra ise batırılarak
Karadeniz soydaşlarımıza mezar olmuştur.
Kırım Türkleri gibi Karaçaylı
Türk soydaşlarımız da sürgün edilmiştir. Stalin, sadece Türkleri katletmekle
kalmamış Çeçen-leri de katletmiştir. Stalin’in Türklere olduğu gibi Türk olmayan
Çeçenlere karşı tavrı da aynı olmuştur.
Tarihte olduğu gibi halen de
devam eden katliamlara en çok hangi milletin maruz kaldığı net olarak
görülmektedir. Bu uygulamalar İnsanların eşitliğine ve halkların kardeşliğine
dayandığı iddia edilen Rus Sosyalizmi fikrinin yaşattığı bazı örneklerdendir.
Stalin tarafından, köylülerin ürünlerine zorla
el koyan "zoralım birlikleri" kurulmuş, bunun sonucunda 6 milyon
insan kıtlık sonucunda kıvranarak ölmüştür.
Stalin, komünizme direnen Ukraynalılar'ı kıtlık yoluyla
öldürürken, diğer pek çok halkı da sürgüne göndermiş,"sürgün" adı
altında yapılan bu uygulamalar, milyonlarca insanın hayatına mal olmuştur..
Maoculuk (Maoizm) ve Şimdiki Çin Komünizmi
Çin Komünist Partisi(ÇKP)
başkanı aynı zamanda Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mao, halkların
kardeşliği çizgisinden ayrılarak kafasına göre akım yaratmaya başladı. Mao,
Çin’de bir eşitlik yaratmak için bazı sosyo-ekonomik projeler geliştirdi; fakat
başarılı olamadı. Kendi ülkesinin halkı tarafından da milyonlarca Çinlinin
ölümüne neden olması nedeniyle birçok kez eleştirildi. Şu an ise Maoizmden uzak
bir komünizm yönetimiyle yönetilen Çin, Stalin’in Kırım Türk’ü soydaşlarımıza
yaptığını, şimdi Doğu Türkistan’da uygulamaktadır.
Burada da özel mülkiyete
karşı olup ortak mülkiyeti hedefleyen, özgürlükçü, ve halkların kardeşliği
iddiasındaki Çin komünizmi, halen Doğu Türkistanda Uygur Türklerini
katletmektedir. Kısacası dünyanın neresinde olursa olsun, komünizm denen
hastalık asla insanlığa iddia edilen
kardeşlik ve özgürlüğü getirmemiştir.
Komünistlerin Büyük Atılım projesinin uygulamaya
konulmasından sonra Çin'de, sert bir kış yaklaşmasına rağmen ateş yakmanın
yasaklanması, binlerce tutuklaya sistemli işkencelerin yapılması ve öldürülen
çocukların haşlandıktan sonra tarlalarda gübre olarak kullanılması gibi vahşet
manzaraları yaşanmıştır…
Çin'de Kültür Devrimi sonrasında tutuklanan bazı profesörler,
elleri arkadan bağlı olarak çimlere atılıp "otlanmaları", yani
ağızlarıyla yerdeki çimi yolmaları için zorlandıkları, bunun sonucunda Pekin
basınının "Mao karşıtları, sokakları koşan farelerdir, öldürün onları,
öldürün" şeklinde başlıklar attıkları bilinmektedir
1949-1952 yılları arasında 2.800.000, 1952-1957
yılları arasında 3.509.000, 1958-1960 yılları arasında 6.700.000, 1961-1965
yılları arasında 13.300.000 Müslüman Uygur Türkü Çinliler tarafından çeşitli
yöntemlerle öldürülmüştür.
-Müslüman Uygurlara 1 taneden
fazla çocuk sahibi olmalarının yasaklandığı Doğu Türkistan'da, bu yasağa
uymayanların çocukları 9 aylık dahi olsa anne rahminde komünistler tarafından
katledilmektedir.
Türkiye’de
Komünizm
Komünizm’in tüm bu gerçek
yüzüne rağmen Türkiye’de birtakım toplum hala kızıl Komünizm politikasının
savunuculuğunu yapmaktadır. Üstelik Anarşist Komünizm’in Türkiye’de eylem
örneği olan Bağımsız Kürdistan ve Kürtçü düşünceye de Halkların Kardeşliği
söylemleriyle doğrudan olmasa da gizli bir şekilde destek vermektedirler.
Komünizm,
Osmanlı zamanında bazı kesimlerce benimsense de bir türlü taraftar yoğunluğu
oluşturamamıştır. 1.Dünya Savaşı sırasında ise, Çarlık Rusya döneminde Ruslara
esir düşen, Bolşevik İhtilalinin ardından da serbest kalarak Türkiye’ye gelen
Mustafa Suphi tarafından Türkiye Komünist Partisi(TKP) kurularak komünizmin
yayılması amaçlanmıştır. Bu maksatla
komünistler Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında da yalan beyanlarda bulunarak
onu bolşevik ve komünist olarak göstermeye çalışmışlardır. Buna karşılık
Atatürk “Biz ne Bolşeviğiz ne de Komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü
biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız.”demiş olmasına rağmen, Atatürk’ün
ardından da ülke içinde gizli komünist teşkilatları artmış ve devlet
yönetiminde gizli bir Komünizm savunuculuğu oluşmuştur. 1915
-1960 dönemine kadar Komünizm’in Türkiye’deki etkileri bunlardır. Ve bu süreç
içinde Türkiye’de kendisini güçlendiren Komünizm, 1960 ve 1980′lerde ise
varlığını daha da güçlendirerek Afganistan kamplarında adlarına gerilla dediği
gençleri yetiştirerek Türkiye’ye göndermiştir. Bu gençlerin amacı ise, ne
bağımsız bir Türkiye yaratmak ne de ülkeye özgürlük getirmek. Amaçları:
Komünizme hizmet ederek, olası bir Türk Birliği’ni engellemek ve Türkiye’deki
Komünizm’i güçlendirmektir. Şu an, Marxist, Leninist, veya Maocu komünist
gençlere, vatansever ve Atatürkçü diyerek kara propaganda yapılmaktadır. Komünizm’in
Allah inancını dini, milliyeti ve aile hayatını reddetmesi göz ardı edilerek
gençliğimiz yozlaştırılmaya çalışılmaktadır.
Sonuç
Komünizm, Büyüme ve gelişme
yolundaki Milletimizi bölüp parçalayarak; Anarşi ve terör ile her türlü insan
haklarının “özgürlük ve demokrasi dahil” Türk Milletinin yok edilmesine kapı
açmaya çalışılan; geçmişte yaptıkları ile bunları kanıtlamış olan çok tehlikeli
ve şeytani bir yöntemdir., Atatürk’ün de uyardığı gibi: “Komünizm Türk Milletinin en büyük düşmanıdır Behemahal her görüldüğü
yerde ezilmelidir.”
SÜREYYA SOĞANCI
SÜREYYA SOĞANCI
0 yorum: