DARWİNİZM'İN DOĞURDUĞU KANLI İDEOLOJİ: KOMÜNİZM

DARWİNİZM’İN DOĞURDUĞU KANLI BİR İDEOLOJİ;  KOMÜNİZM  
Komünizm ,  geçtiğimiz yüzyılda 120 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan bir ideoloji….
Komünizmi anlayabilmek için bu ideolojiyi doğuran süreçleri iyi bilmek ve beslendiği kaynağı da iyi tanımak gerekir. Komünizm gerçekten sosyal adaleti, eşitliği, huzuru ve barışı savunan insani bir yaklaşım mıdır?
20 yy. da yaşananlar bunun tam aksini göstermekte ve komünist materyalist ideolojilerin sebep olduğu, milyonlarca insanın katledildiği kanlı ve dehşet verici bir tabloyu önümüze sermektedir.18 yy da kiliseye karşı aydınlanma hareketiyle başlayıp, din aleyhtarı bir hareket olan Fransız  devrimi ile devam eden süreç, eski yunan ve pagan öğretilerinin bulunduğu kitapların, tozlu raflardan indirilerek tekrar gündeme getirilmesiyle materyalizm düşüncesinin doğması ve Avrupa’da 18 yy’ın ilkel bilim düzeyinde hızla yayılmasıyla sürmüştür. Materyalist düşünce İlahi bir gücün varlığını yani yaratılışı reddeder ,her şeyin maddesel dünyadan ibaret olduğunu ve evrenin sonsuzluktan gelip sonsuzluğa gittiğini iddia eder.
Komünizm’in kurucu babası olan Karl Marks her ne kadar, Kapitalizme karşı çıkmak iddiasıyla ortaya çıksa da dünyayı materyalist bir bakış açısıyla açıklamaya çalışmış hayatın bir mücadele ve çatışma olduğunu, güçlü olanın zayıf olanı ezeceğini ve toplumların bu şekilde ilerleyebileceğini öne süren sapkın bir görüş ortaya atmıştır.Toplumların (materyalizme göre) ilkel çağlardaki gibi sınıfsız olması gerektiğini savunan Marks bununda  ayaklanan işçi devrimiyle gerçekleşebileceğini söylemiştir.Komünizm ,Kapitalizm ve Faşizm her ne kadar zıt düşünceler gibi görünseler de hepside Din ahlakından uzaktırlar, dinsiz bir düşünce olan tek bir kaynaktan beslenmektedirler. Diyalektik materyalizm ve onun doğaya uyarlanmış hali olan  Darwin’in Evrim Teorisinden.
Avrupa’da gelişen materyalist düşünce ilk önce İngiliz doğa bilimci Charles Darwin tarafından doğaya uyarlanmış , Karl Marks  ve  Friedrich Engels ise materyalist düşünceyi sosyal bilimlere uygulamıştır.Marks en ünlü eseri olan Das Kapital'i Darwin'e ithaf etmiş ve bunun sebebini de arkadaşı Engels’e yazdığı mektubunda "Darwin'in yapıtı büyük bir yapıttır. Tarihteki sınıf mücadelesinin doğa bilimleri açısından temelini oluşturuyor.’’ (Marx Engels Mektuplar, cilt 2, s.126)  diyerek Darwin’e olan hayranlığını dile getirerek göstermiştir. Marks’ın ölümünden sonra bir türlü vaat edilen işçi devrimi gerçekleşememişti. Bunun üzerine Rusya’da ortaya çıkan Vlademir Lenin devrimin işçiler tarafından değil, şiddet ve terör kullanılarak işçiler adına hareket eden profesyonel devrimcilerden oluşan, askeri bir disipline sahip "Komünist Parti" tarafından gerçekleştirileceğini savunarak kanlı bir devrimle Bolşevik İhtilali’nin ardından Rusya’da proleterya  diktatörlüğü kurmuştur. Ancak komünizmden beklenen sosyal adalet ve eşitlikten eser yoktu. Lenin ve onun ardından başa geçen Stalin , Çin de Mao ,Kamboçya da Polpot  ve diğer komünist rejimler  milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştur.Ölen bu insanlar savaşta ya da cephede ölen askerler değil masum sivil halktır.Sosyal adalet , sınıfsız toplum ,eşitlik gibi vaatlerle ortaya çıkan Komünist düşünce din ahlakından uzak , dinsiz bir ideolojinin nasıl bir felaketlere yol açacağını göstermiştir.Milyonlarca köylü , işçi ve masum halk, açlıktan hayatını kaybetmiş,devlet bütün özel mülkiyetlere el koymuş , insanlar devlet adına daha doğrusu komünist parti adına acımasızca çalıştırılmış , emeklerinin karşılığı  verilmemiş ve Komünizm’in soğuk yüzü kendini göstermiştir.Din ahlakından uzak , Allah korkusunun olmadığı bir düşüncede her şeyin  tesadüflerin eseri olduğunu ve insanlarında bir tür hayvan olduğunu düşünen insanların nasıl bir vahşet gerçekleştirebileceği 20.yy’da  görülmüştür.Karşısındaki insanı hayvan olarak gören ve hayatın çatışmadan ibaret olduğunu ve böylece güçlü olanların zayıfları ezerek hayatta kalacağını düşünen bir görüşün  sosyal adalet,eşitlik gibi kavramlardan bahsetmesi mümkün değildir.
Komünizm de dinin yeri yoktur. Komünizme göre din  tarihin diyalektik gelişimi içerisinde insanlar tarafından uydurulmuş bir şeydir.Komünizm toplumların tarihin diyalektik evrimi içerisinde ilkel toplum düzenine geri dönerek ailenin,dinin ve devletin olmadığı sınıfsız bir toplum oluşturulmasını savunur.Bu düşüncesinin kaynağı da diyalektik materyalizm ve onun doğaya uyarlanmış hali olan 21.yy’ın modern bilim düzeyinden çok çok geri bir ilkel bilim ortamında ortaya atılan Darwin’in evrim teorisidir.Modern bilim hiçbir şeyin tesadüflerle meydana gelemeyeceğini ve  her şeyin üstün bir akıl sonsuz güç sahibi Allah tarafından yaratıldığını ortaya koymuştur.Komünizm insanlara mutluluk değil savaş,kan ve acımasızlık getirmiştir.Dini kabul etmeyen ve hesap vereceğini düşünmeyen bir insanın diğer insanlara karşı nasıl bir tutum takınacağını gerçekleşen komünist devrimlerden ve komünist yönetimlerin uygulamalarından görmekteyiz.Acımasızlık, terör ve şiddet komünizm’in eylemleridir.Gerçek sosyal adalet ,eşitlik din ahlakında yaşanır.Kuran’da Allah bir çok ayette malın biriktirilmemesinden ve  eşit olarak dağıtılmasından bahseder ;
“Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır. Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını mı sanıyor? Hayır; andolsun o, 'hutame'ye atılacaktır."Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir? Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir.” (Hümeze Suresi, 2–6)
 De ki: "Rabbim adaletle davranmayı emretti… (Araf Suresi, 29)
"Andolsun, Biz elçilerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik." (Hadid Suresi, 25)
Allah korkusunun ve Kuran ahlakının tam yaşandığı bir toplumda sosyal adalet ,eşitlik , huzur ve barış tam anlamıyla hakim olur.
Komünist düşüncenin Sovyetlerin dağılmasıyla bittiği düşünülse de komünist düşünce karşı bir anti fikir olmadan asla ortadan kalkmaz. Komünizme karşı olan Atatürk bu düşüncesini ve buna karşı nasıl bir önlem alınması gerektiğini şu ifadeleriyle dile getirmiştir ;
"Komünizm, Türk Dünyası'nın en büyük tehlikesidir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir." (Faruk Şükrü Yersel, Eskişehir Gazetesi, 1926)
‘’Bildiğiniz gibi bu düşünce akımlarına karşı düşünceye dayanmayan kuvvetle karşılık vermek o akımı yok etmediği gibi herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun herhangi bir düşüncesini kuvvet zoru ile reddederseniz, o ısrar eder. Israr ettikçe kendi kendini aldatmakta daha çok ileri gidebilir.Bundan dolayı, DÜŞÜNCE AKIMLARI CEBİR VE ŞİDDET VE KUVVETLE REDDEDİLMEZ. TERSİNE TAKVİYE EDİLİR.BUNA KARŞI EN ETKİLİ ÇARE, DÜŞÜNCE AKIMINA KARŞI DÜŞÜNCEYİ OLUŞTURMAK.DÜŞÜNCEYE DÜŞÜNCE İLE KARŞILIK VERMEKTİR.BUNDAN DOLAYI, KOMÜNİZMİN MEMLEKET İÇİN, MİLLETİMİZ İÇİN, DİNİMİZ İÇİN, KABUL EDİLMEZ OLDUĞUNU ANLATMAK YANİ KAMUOYUNU AYDINLATMAK EN YARARLI ÇARE GÖRÜLMÜŞTÜR." (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 22.01.1921 tarih 1. Devre 1. İçtima 31. Bahis 3. Cilt 334. Sayfadaki Atatürk’ün söylemlerini içeren gizli celse kayıtlarından alınmıştır)
Dolayısıyla komünizme karşı modern bilimin ışığında anti komünist anti Marksist anti darwinist bilimsel çalışma şarttır.
                                                                                                                          LOKMAN ÖZDEMİR

About the author

Admin
Donec non enim in turpis pulvinar facilisis. Ut felis. Praesent dapibus, neque id cursus faucibus. Aenean fermentum, eget tincidunt.

0 yorum:

Template by Clairvo Yance
Copyright © 2012 KOMÜNİZMLE VEDALAŞIN and Blogger Themes.