BOLŞEVİK TERÖRÜ
BOLŞEVİK
TERÖRÜ
Ekim
Devrimi'nin ardından Rusya büyük bir iç savaşa sahne oldu. Çar yanlısı
generallerin topladığı "Beyaz Ordu" ile, Trotsky'nin önderliğindeki
Kızılordu arasında geçen savaş tam 3 yıl sürdü. Temmuz 1918'de Bolşevik
militanlar tarafından, Lenin'in emri üzerine, Çar II. Nicholas ve tüm ailesi
(üç çocuğu ile birlikte) kurşuna dizilerek idam edildi. İç savaş boyunca
Bolşevikler, rejim muhaliflerine karşı en kanlı cinayet, katliam ve işkenceleri
uygulamaktan çekinmedi.
Gerek
Kızılordu birlikleri, gerekse Lenin'in kurdurttuğu "Çeka" adlı gizli
polis örgütü, devrime karşı gördükleri bütün toplum kesimlerine karşı büyük bir
terör uyguladılar. Dünya çapındaki komünist terörü anlatan Komünizmin Kara Kitabı adlı eserde, Bolşevik terörü şöyle
anlatılır:
Bolşevikler,
mutlak iktidarlarına yönelen edilgen de olsa her türlü muhalefeti veya
direnişi; sadece siyasi muhalif gruplardan kaynaklanmayıp, soylular,
burjuvalar, aydınlar, din adamları gibi toplumsal ve subaylar, jandarmalar gibi
mesleki gruplardan da gelse, gerek hukuki gerekse fiziki olarak ortadan
kaldırmaya karar verdi ve bazen işi soykırım
boyutlarına vardıracak kadar ileri götürdü. Daha 1920'de yürütülen "Kazaklardan arındırma" kampanyası
önemli ölçüde soykırım tanımının kapsamına girmektedir: yeri yurdu tamamen
belli bir topluluk olan Kazaklar, tüm
erkeklerin kurşuna dizilmesi, kadın, çocuk ve yaşlıların sürgün edilmesi,
köylerin yerle bir edilmesi ya da Kazak olmayanlara devredilmesi sonucu bir
grup olarak varlığını sürdüremez duruma getirildi. Lenin, Kazakları Fransız
Devrimi dönemindeki Vendee'yle bir tutuyor ve onlara modern komünizmin
"mucidi" Gracchus Bubeuf'ün daha 1795'te populicide (soykırım)
olarak tanımladığı yöntemi uygulamak istiyordu.15
Bolşevikler, girdikleri her şehirde kendi
ideolojilerine ılımlı bakmayan kesimleri katliamdan geçiriyor, halka korku
salmak amacıyla abartılı vahşetler gerçekleştiriyorlardı. Aynı kaynakta,
Kırım'da gerçekleştirilen Bolşevik vahşetleri şöyle anlatılıyor:
Benzer
şiddet uygulamaları Bolşevikler tarafından işgal edilen Sivastopol, Yalta,
Aluşta, Simferopol gibi Kırım illerinde de gerçekleştirildi. Aynı uygulamalara
Nisan-Mayıs 1918'den itibaren isyan komisyonunun hazırladığı dosyalarda "elleri kopmuş, omzu parçalanmış, kafası
dağılmış, çenesi kırılmış, cinsel organları koparılmış cesetler" de
yer almaktaydı... 16
S.P.
Melgunov da, La Terreur rouge en Russie,
1918-1924 (Rusya'da Kızıl Terör, 1918-1924) isimli eserinde, Sivastopol
şehrinin "hayatta kalanların tanıklıklarını bastırma harekatı"
neticesinde bir "asılanlar şehri"ne
dönüştüğünü ifade ediyordu:
Nahimovski
Caddesi, sokakta tutuklanan subayların, erlerin, sivillerin asılmış
cesetleriyle doluydu. Şehir ölüydü, halk mahzen ve ambarlarda gizleniyordu. Tüm
çit kazıkları, tüm ev duvarları, telgraf direkleri, mağaza vitrinleri 'Hainlere Ölüm' yazılı afişlerle
kaplıydı. İnsanları ibret olsun diye sokakta asıyorlardı.
Bolşevikler,
yok etmek istedikleri herkesi, belirli kategoriler altında damgalıyorlardı.
Örneğin "burjuvalar", veya Bolşeviklerden farklı bir sosyalizm
anlayışını savunan "Menşevikler", kurulan yeni rejimin önde gelen
düşmanlarıydı. Sayısı en geniş ve en çok hedef alınan kategori ise, "kulak" kategorisiydi. Kulaklar,
Rusça'da zengin toprak sahiplerine verilen isimdi. Lenin, devrim ve iç savaş
boyunca, kulaklara karşı acımasız bir terör uygulanmasına dair yüzlerce emir
yağdırdı. Örneğin, Penza Sovyeti Yürütme
Komitesi'ne yolladığı bir telgrafta şöyle yazıyordu:
Yoldaşlar!
Beş kazanızda cereyan eden kulak ayaklanması acımasızca ezilmelidir. Devrimin
çıkarları bunu gerektiriyor, çünkü artık her
yerde kulaklarla bir "ölüm kalım mücadelesi" başlamıştır. Bir
örnek oluşturmak gereklidir. Daha az sayıda olmamak üzere; 100 kulak, para babası, kan içicinin asılması (insanların
görebileceği bir şekilde asılması diyorum), isimlerinin açıklanması, bütün
tahıllarına el konması... Bunu
insanların yüzlerce fersah öteden görüp, titreyecekleri, anlayacakları...
şekilde yapınız. Bu talimatları aldığınızı ve yerine getirdiğinizi
bildirmek için telgraf çekiniz. Selamlar. Lenin.17
Lenin'in
talimatları Bolşevik militanlar tarafından büyük bir zevkle yerine
getiriliyordu. Hatta militanlar, özel vahşet stilleri geliştirmişlerdi. Ünlü
Rus yazarı Maxim Gorki, şahit olduğu bazı yöntemleri şöyle anlatıyordu:
Tambov'da
komünistler, tutsaklarını sol el ve sol ayaklarından toprağın bir metre
yukarısında ağaçlara demiryolu çivileri ile mıhlıyorlardı ve bu insanların acı
çekmesini bilerek izliyorlardı. Bir esirin midesini açıp küçük bağırsağını
alıyorlar ve bir ağaca çiviliyorlardı ve bağırsağın çözülmesini izliyorlardı.
Yakaladıkları görevlileri soyup omuzlarından itibaren derilerini yüzüyorlardı.18
Bolşevikler,
komünizmi benimsemek istemeyen herkesi tasfiye etmeye giriştiler. Lenin'in
üstteki emrine benzer daha pek çok emir ve uygulama sonucunda, on binlerce
insan hiçbir yargılama olmaksızın kurşuna dizildi. Pek çok rejim muhalifi de
"Gulag" adı verilen ve tutukluların çok ağır şartlarda ölesiye
çalıştırıldıkları toplama kamplarına gönderildi. Çoğu bu kamplardan sağ
kurtulamayacaktı. Sonuçta, 1918-1922 yılları arasında Bolşevik rejime karşı
ayaklanan yüz binlerce işçi ve köylü katledildi.
Tarihçi
Richard Pipes, gizli Sovyet arşivlerine dayanarak yazdığı The Unknown Lenin (Bilinmeyen Lenin) adlı kitabında, Lenin'in
Bolşeviklere verdiği sayısız cinayet, katliam, işkence emirlerini ortaya
çıkarmakta ve sonuçta şu yorumu yapmaktadır:
Mevcut
delillerle Lenin'in idealist değil, ancak gerçek ya da hayali olsun sorunları çözmenin en iyi yolunun, onlara
sebep olan insanları öldürmek olduğuna inanan bir toplu katliamcı olduğunu
reddetmek imkansız hale gelmektedir. 20. yüzyılda on milyonlarca hayatın yok
olmasına politik ve sosyal imha uygulamasını ilk olarak meydana
getiren/başlatan kendisidir.19
0 yorum: