ÇİN'İN İŞGAL ALTINDA TUTTUĞU ÜLKELERDEKİ VAHŞET
Çin'in İşgal Altında Tuttuğu Ülkelerdeki Vahşet
Maoizm'in
vahşeti, sadece Çin halkına yönelik değildi. Çin tarafından işgal edilen veya
daimi bir işgal altında yaşatılan halklar da kızıl vahşetin hedefi oldular.
Bunlardan biri, Çin'in batısındaki "Uygur özerk bölgesinde", bir
diğer ifadeyle Doğu Türkistan'da yaşayan
Uygur Türkleri'ydi. Hem Müslüman oldukları hem de etnik bir azınlık
oluşturdukları için Pekin rejiminin hedefi haline gelen Uygur Türkleri, Mao'nun
iktidara geldiği 1949 yılından itibaren sistemli bir soykırımla karşılaştılar.
Uygur
Türkleri'nin dini vecibelerini yerine getirmelerine izin verilmedi, ibadet
yerleri ve okulları kapatıldı, bölgenin birçok yerinde din adamları tutuklandı,
büyük bir kısmı ise öldürüldü. Çin, Uygur Özerk bölgesinde hiçbir önlem almadan
nükleer denemeler yaptı. 1964 yılından bu yana 46 nükleer deneme
gerçekleştirildi. Bu nükleer denemelerin sonucunda Uygur Türkleri arasında
kanser oranı olağanüstü derecede arttı, pek çok çocuk sakat veya ölü olarak
doğdu.
1949-1952
yılları arasında 2.800.000, 1952-1957 yılları arasında 3.509.000, 1958-1960
yılları arasında 6.700.000, 1961-1965 yılları arasında 13.300.000 Müslüman
Uygur Türkü Çinliler tarafından çeşitli yöntemlerle öldürüldü. Müslüman
Uygurların 1 taneden fazla çocuk sahibi olmalarının yasaklandığı Doğu
Türkistan'da, bu yasağa uymayanların çocukları anne rahminde kürtajla
katledildi.
Mao
döneminde başlayan bu uygulamalar halen devam etmektedir. Zorunlu göç, zorunlu
nüfus planlaması ve katliamlar neticesinde Uygurlu Türkler, Doğu Türkistan
topraklarında azınlık konumuna düşürülmüştür. 1953 yılından bu yana sürdürülen
asimilasyon politikası sonucunda Uygur Özerk Bölgesi'nde yüzde 75 olan Müslüman
nüfus oranı günümüzde yüzde 35'lere kadar düşmüştür. Bugün 25 milyonu aşkın
Doğu Türkistanlı Müslüman, Çin baskısı altındadır. Binlerce Müslüman siyasi
tutuklunun bulunduğu bölgede gözaltına alınan insanlardan bir daha haber
alınamamaktadır. Burada paragraf başı yapılmamıştı!
Komünist
Çin rejiminin vahşet elinin uzandığı bir diğer ülke ise Tibet'tir. Tibet, Çin'deki komünist devrimin hemen ertesi yılı,
yani 1950'de Çin ordusu tarafından işgal edilmiştir. Çin, burayı kendisine
bağlı özerk bir bölge haline getirmiş, Tibetliler de bunu kabul etmişlerdir.
Ancak Çin'in Tibet halkı üzerindeki baskısı giderek artmıştır. Çin yönetimi, Tibet
köylülerini mahsullerini çok düşük fiyata satmak zorunda bırakmış, ülkedeki
bütün önemli kurumlara Çinli yerleşimcileri atamış, en ufak bir direniş
ifadesini çok kanlı ve zalim yöntemlerle bastırmıştır. Tibet'in Çin'e karşı
direnişini yıllar boyu yöneten Dalai Lama, Çin komünizminin halkına uyguladığı
vahşeti şöyle anlatır:
(Tibetliler)
yalnız kurşunlanmakla kalmadı; öldüresiye dövüldüler, çarmıha gerildiler, canlı
canlı yakıldılar, boğuldular, parçalandılar, açlıktan öldürüldüler,
boğazlandılar, asıldılar, haşlandılar, canlı olarak toprağa gömüldüler,
kollarından bacaklarından gerilerek parçalandılar ya da kafaları koparıldı.93
0 yorum: